23 Nisan 2012 Pazartesi
ilk adım.
Aman tanrım. Burada köşeye itilmiş, unutulmuş, bomboş bir blogum varmış ve ben farkında değilmişim. Çok ayıp etmişim. Gerçi o kadar dolu geçiyor ki hayatım bu sıralar bırak blog yamayı nefes almakta zorlanıyorum.
Eskiden "of çok canım sıkılıyooo yapcak bir şey yok yeaaa" diye ortalarda dolanırdım. Şimdi "lan yeter nolur biraz götüm yere deysin" diyorum. Ha böyle diyince sürekli gezmekten tozmaktan vakit bulamıyorum gibi oldu. Yok bee nerdeeee!? Sınavlar sağ olsun zaten nefes aldırmıyor.
Onun dışında tiyatro provalarımız var ve vaktimiz çok az. Emre Hocamız sağ olsun çok iyi idare ediyor bizi. Oyunun son halini çok merak ediyorum doğrusu. Hohoho nayıır söylemem oyunun adını. Çok merak eden gelir izler beybiler :) Oyun demişken hala ezberim tam değil, ah çok kızıyorum kendime.
Temel fotoğraf eğitim kursu bitti, sertifikamı aldım. Hatta 3 dönem kursiyerleri sergi verdik ve ben birinci oldum çok mutlu oldum lan çaktırmıyorum ama içten içe uçtum yani:) Artık önümüzdeki başarılara bakiciiiz efenim.
Günlerdir evde tekim. Kendi kendime çeşitli komplo teorileri uydurup evi kendime zindan ediyorum geceleri. Zil çaldığında çeşitli hikayeler dönüyor kafamda. Aha kapıcı geldi, Çöpü alacam diye açtıracak kapıyı. Çöpü verdikten sonra tam kapatırken kapıyı ittirecek. Ben içerden ittiricem , o dışarıdan ittirecek. Sonra kollarım daha fazla dayanamayacak ve yere düşücem. İçeri girecek. Baba yadigarı kör hançeri alıp... Aman yaa tövbe tövbe ne diyorum ben. Yok öyle bir şey. Hem biber gazım var oğlum sürekli yanımda. Off ama artık ona da güvenmiyorum geçen gün rüyamda bi olay yaşadım. Kısaca söz edeyim. 2 tane tinerci bulaşıyor bana. Onlardan kaçmaya çalışıyorum. Biri üzerime yürüyor. sonra biber gazımı çıkartıp sıkıyorum gözüne. İlk başta aaah diye bağırıyor, sonra ikisi birden kahkaha atıyorlar. O biber gazı sıktığım eliyle göz kapağını açıyor. Sık sık ilaç gibi geldi valla biraz daha sık diyip gülüyor gevşek gevşek. Şansa taksi duruyor yanımda ve zar zor ona binip kurtuluyorum. Evet popom açıkta kalmış anladık. Ama etkilenmiştim yani uyandığımda. Zaten bende nasıl bir bilinçaltı varsa rüyalarım film tadında. Höst lan +18'e geçmedim henüz. Minicik temiz aile kızıyım. Aksiyon, gerilim, polisiye, romantik komedi tadında rüyalar görüyorum henüz. Lan valla rüyalarımı sizlere izletebilsem 8 dalda oscar alırdım.
Efenim işte tekim demişken aslında tek değilim. Kedim, farem, kedimin öldürdüğü kertenkelem ve evdeki çeşitli organizmalarla yaşıyorum. Evet evet. Bilimsel adı organizma. Bildiğin küf be. Mutfakta temiz hiçbir şey kalmadı. Suyu bile musluğa elimi dayayarak içiyorum. Mutfağa bir girdim. Aman tanrım! Sinekler uçuşuyor. O ana kadar fark etmemiştim o kadar küflü şeyi mutfağımda barındırdığımı. Hayır hayvan severim ama elle tutulur bi hayvan olursa hani daha iyi olur. En çok da içim o atmak zorunda kaldığım sosislere yanıyor be. Neyse artık yarın annecik geliyor nasılsa bi düzene sokar buraları :)
Ben şimdi gidip Hürremi koşuşturayım evin içinde. Görüşenzi bebişler.
13 Eylül 2011 Salı
Temiz bir sayfa.
Evet gençler başlıkta da görüldüğü gibi temiz bir sayfa açtım diğer blogumu sildim ve buradan paylaşım yapacağım. Peki neden direk paylaşımlara başlamıyorum hadi sor bakalım. Çünküsü şuan İstanbul'dayım ve blog yazmaya Mersin'e döndüğümde başlayacağım. Of ama bak bir iki tüyo verim uykusuz dergiye gittim olum ya. Bidaha gidicem çizerlerle felan foto çekinicem. Günlerim sayılı olduğu için elim ayağıma dolandı şuan. Bikaç gün sonra da kuzenimin düğün şeyisi var ona koşuşturulacak. Anlaşılan ben bayaa bi yorulucam. Olsun bakalım. Şimdilik burada bitireyim telafisi yakında bebek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)